Kekiktepe
  Yöresel Kelimeler sözlüğü
 

GİRESUN İLİ EYNESİL İLÇESİ HERİ (KEKİKTEPE) KÖYÜ YÖRESEL KELİMELER SÖZLÜĞÜ

 

 

 

 

-A-

 

Abıl                 : Nisan ayı.

Adref              : Etraf.

Afkurmak       : 1. Köpek havlaması. 2. Bağırıp çağırmak.

Ağrı                : -den doğru anlamında bir edat.

Ahink mi         : 1.

Alaf                 :

Alasefe           :

Alamuk           : Havanın bir açılıp bir kapanmasıyla oluşan bunaltıcı nemli sıcak.

Andal              :

Andır              : İlenme esnasında kullanılan bir söz.

Andır Galsıñ   :

Annak             : İki kişinin anlaşabilecekleri yakınlık. Göz önü, görünür yer.

Añaşuk           : Yarı açık, aralık.

Ardiye             : Mıras oyunundaki en son atıcıya verilen ad.

A(r)kuru         : Düz, yatay, paralel.

Âşak               : Eğerceğin altına monte edilen ve dönmesini sağlayan parça.

Âşarlı              : Taze yenmek için hazırlanmış turşu.

Avu                             : 1.Kara (garavu) ve sarı (saravu) olmak üzere çeşitleri bulunan, çiçekli, bodur bir ağaç. 2. Ağı, zehir.

Ayamak          : Yeni sürgünler arasından birini bırakıp diğerlerini kesmek suretiyle onun etrafını temizleme işlemi.

Ayam              : Hava.

Ayakçavu       : Genellikle bakırdan yapılan ayak yıkama leğeni.

 

 

 

-B-

 

Baldıran         :

Başak etmek : Toplanmış bahçelere girerek kalan ürünleri toplama işi. Bu işlem esnasında toplanmış olması şartıyla başkalarının bahçesine de girilebilir.

Bat                  : Çit.

Bayak             : Demin, az önce.

Bekitmek       : Sertçe vurmak, çarpmak, yere düşmek.

Beriñlemek    : Uyku halindeyken irkilmek.

Bezenne         : Bezelye.

Bızıkmak        : Çeşitli nedenlerle sığırların sağa sola koşuşmaları.

Bileki              : Ocak taşında pişirilen ekmek.

Boğsamak      : İneklerin çiftleşme isteği. Boğasamak.

Bostan            : Salatalık, hıyar.

Boyuna           : Sürekli, devamlı, durmadan.

Böğce             : Tane fasülye

Böğön             : Bugün.

Buğlama         : 1. Bir şeyden yoğun bir şekilde buhar çıkması. 2. Az suda buharlanarak pişen yemek.

Buymak          : Üşümek.

Büvelemek     : Emeklemek.

Büz                 :

 

 

 

-C-

 

Camadan        : Sırta alınabilen askılı çuval.

Caplama         : İnce tahta, lata.

Caydak           :

Cazu               : 1.Cadı. 2. Mançaba deresindeki bir göl.

Cember          : Başörtüsü.

Cemile            : Misket.

Cıbarca           :

Cıbıl                : Sığ su.

Cıbban            : Alkış.

Cıdık               : Balık veya kuş yakalamak amacıyla kurulan tuzak.

Cışmak           : Şimşek.

Cıvıriyk          : İshal.

Cıldıriyk         : Suyun aktığı yer, akar.

Cilim               :

Cilliyk             :

Civil                : Küçük, minik, ince.

 

 

 

-Ç-

 

Çakallamak   : Oyalamak, kandırmak.

Çalpara          : Küçük tencere.

Çangal            : Sırık.

Çapula            : Ayakkabı.

Çarpı              : Uzun değnek.

Çaynık            : Çaydanlık. (Bu kelimenin Azerbaycan Türkçesindeki telaffuzu “çaynik” şeklindedir.

Çec etmek      : 1. Ufak parçalara ayırmak, parça pinçik etmek. 2. (Argo) Çok fena dövmek.

Çeç para         : Bozuk, demir para.

Çelpeşmek     :

Çetik              : İple örülerek yapılan ayakkabı biçimindeki çorap.

Çıkarmak       :

Çılpı                : Dal ucu, ince dal.

Çıntı pıntı       : Abur cubur.

Çıtıruk            :

Çıtlak             : Kıvılcım.

Çit                   : Evin önünde bulunan tarla.

Çivit                : Çekirdek.

Çort                : Diken çileğinin yetiştiği bitkiler topluluğu, dikenlik.

Çöğör             : Mısırın tarlada kalan sapı.

Çölmek           : Çömlek.

Çöpül              : Çay tozunun demlendikten sonraki adı.

Çöten              : Evin dışında mısır saklanılan yer.

Çötüre            : Zayıf, cılız.

 

 

 

-D-

 

Dağar             : Lazımlık.

Daha(cuk)      : İşte orada, oracıkta.

Dastar            : Kilim

Daşanalık       : Taşlık, kıraç yer.

Datluk            : Tatlı.

Davun             :

Debertmek     : Karıştırmak, kurcalamak.

Dekmük         : Tekme.

Depük            : Kuru.

Derdalak        :

Deydaha         : Ta orada.

Dıgıl                : Baklagil tanesi.

Dırmaç           : Enli, ip dokuması.

Dible               :

Dim                 : Yöresel bir oyun.

Diñelmek       : Ayakta durmak, ayakta beklemek.

Ditmek           : Yara, bereyi kaşımak veya yara kabuğuyla oynamak.

Divildemek    : Çok hareket etmek, yerinde durmamak.

Doh                 : Dikkat çekmek, sessizliği sağlamak için kullanılan bir ünlem.

Doñura           : El, ayak ve vücutta uzun süre kalan kir, kef.

Dorañ             : Bitkilerin tepesi.

Doziriyk         : Büyük sinek veya arı.

Döşürücü        : Dilenci.

Dulanmak      : Sevgi ifade eden bir kelime.

Düdek            : 1. Meyvelerin çiçeklikten sonraki olmamış hâlleri. 2. Pelit ağacının meyvesi/tohumu.

 

 

 

-E-

 

Ecünnü           : Cin, ecinni.

Eğen               : 1.Üst baş, elbise. 2. Gövde, vücut.

Eğercek          : İp eğirme aracı.

Ehil                 : İyi, güzel, haccak, has, münasip, tam kararında.

Elavu              : El yordamı.

Elektirik         : El feneri.

Elmek             : Bir elin alabileceği miktar.

Eneke             : Amorti.

Êşün               : Sac üzerindeki ekmeği çevirmek için kullanılan araç.

Evza                : Kibrit.

Eyve               : Musluk gideri.

 

 

-F-

 

Fakırak          :

Feşel               : Yaramaz.

Fıraklu            : Çit.

Fışkı               :

Fışırtmak        : Fırlatmak.

Fıtık atmak    : Parmak şıklatmak.

Fıtık horonu   : Çiftetelli.

Fıyîk               : Islık.

Foltak             : Bol.

Foruk              :

 

 

 

-G-

 

Gabaytlak      : Tam olmamış incir.

Gagi(li)ç         :

Galdiriyk        :

Gambak         : Kel.

Garamuk        : İç tutması mümkün olmayan fındık.

Garavu           : Uzanılamayan dalları çekmeye yarayan ucu çatallı çubuk.

Garerbazar     :

Garmak          :

Gasla              : Şaka olarak, şakacıktan, mahsus.

Gavsuk           : Gevşek, sıkıştırılmamış.

Gavunç           :

Gebece           : Bacağın dizden ayak bileğine kadar olan arka kısmı. Baldır.

Geçek             : Merdiven, iskele.

Gelder            : Yal kabı.

Gerce             : Sarmaşık.

Gelek             : Yaprak.

Geyük            :

Gıdık              : Fındık sepeti.

Gılik               :

Gınnap            :

Gırañ              : Dağ sırtı, tepe, açık alan.

Gici(ş)mek     : Kaşınmak.

Girebi             : Küçük nacak.

Girinti             : Uzun saplı, küçük ağızlı orak.

Gociriyk         : Kara lastik ayakkabı.

Gofnik            : Büyük salyangoz.

Golepice         :

Gomit             : Bir balık.

Goşama          : İki avucun birleştirilmesiyle oluşan büyük avuç.

Gotmak          : Kısa kütük.

Gozak             : Ham, olmamış meyve.

Göğnü             : Olgunlaşmış meyve.

Göğnük          : Tam yanmamış bez vb.

Göğnümek     : Meyvenin olgunlaşması.

Guşguyruk     :

Guvak            : Kepek.

Guvalak         : Baykuş.

Guvan             : Kovan arısı.

Guytak           : Kıyı, köşe, çukur, oyuk, görünmeyen; tenha yer, kuytu.

Gücük             : Aslında kısa demek olup yöremizde kısalığından dolayı şubat ayı için kullanılır.

Güdüne           : Mısırın taneleri alındıktan sonra kalan sert bölümü, koçan.

Güvenek        : Büyük, saldırgan sinek.

 

 

 

-H-

 

Haccak           : Güzel, sevimli, cici.

Hakıramak     :

Hanimidi         :

Hâra               :

Harar              : Büyük sepet, bir çeşit küfe.

Hark               :

Harpıtmak      : Bir çırpıda yemek.

Hartama         : Caplamanın incesi.

Haysınmak     : Hayıflanmak, pişman olmak.

Hebile             : Aha böyle.

Hennik           : Havanın kurak olmama durumu.

Heri                : 1. Kekiktepe köyünün eski adı. 2. Cümle sonlarında anlamı kuvvetlendirmek için kullanılan bir edat.

Hırtuk             : 1. Yaramaz, zararlı kişi. 2. Çocuk.

Hızan              : Çocuk.

Hızan hırtuk   : Çoluk çocuk.

Hopal              :

Hôra               : Aha ora, ora.

Hoşmak          : Bir çeşit kuru fasulye yemeği.

Höşül              : Ipıslak.

 

 

 

-I-

 

Ilıncak            : Hamak gibi karşılıklı iki yere ip bağlanarak yapılan salıncak.

Işgın               : Fındık filizi.

Işıklık             : Islık, fıyîk.

Iyılmak           :

 

 

 

-İ-

 

İleküğün         : Dünden önceki gün. Evvelsi gün. İleriki gün.

İlki                  : Fındık ocağı.

İsti                  : Kaynar. (Azerbaycan Türkçesinde de “kaynar” ve “sıcak” mânâsında kullanılmaktadır.)

İteğrisi            : İnsan vücudunda âniden ortaya çıkan kırgınlık, hâlsizlik.

 

 

 

-K-

 

Karpit             : Şişe içine gaz ve bez koyularak yapılan aydınlatma aracı. Lök.

Keçemen        : Büyük kertenkele.

Kef                 : Kir.

Kelçük            : Meyvenin yenmeyen iç kısmı.

Kemire           : Gübre, tezek.

Kerk(in)mek  :

Kesek             : Kısa kesilmiş dal parçası.

Keşik              : Sıra.

Komer            : Saklanılarak oynanan silah oyunu.

Kösmük          : Sigara izmariti.

Köstüre          : Kesici aletleri bilemek için kullanılan yuvarlak taş.

Külek                         : Yoğurt mayalamakta kullanılan ağaç kap. (Mezkûr kelime Azerbaycan Türkçesinde “rüzgâr” anlamına gelmektedir.)

Küskü             : Debertme çubuğu.

Küskülemek  : Çubukla debertmek.

 

 

 

-L-

 

Longuz            : Dibi görünmeyen su dolu çukur.

Lök                 : Şişe içine gaz ve bez koyularak yapılan aydınlatma aracı. Karpit.

Löküz             : Aydınlatma aracı. Lüks.

 

 

 

-M-

 

Mâcerak        : Canavar, yaratık.

Mahna(lık)     :

Manıña           : Şaşma ve kızgınlık gibi hâllerde tek başına veya “manıña diniñe misin ta kere” şekliyle ünlem olarak kullanılan bir kelime. Tam olarak “imanına” kelimesinin yöresel telâffuzudur.

Mefruş           : Mayhoş, ekşi.

Meğel             : Kazma.

Meh                : Al, buyur, na.

Melevcan       :

Menük           :

Meşebe          : Maşraba, maşrafa, meşrebe, maşrapa.

Mıras             : 1. Misket. 2. Şimşir veya avudan yapılan yuvarlak oyun aracı.

Mudara          :

 

 

 

-N-

 

Na                   : Al, buyur, meh.

Nezük            : 1. Taze. 2. Temasa dayanıksız, hassas.

 

 

 

-Ö-

 

Öğmek           : Bulaştırmak.

Öğsevü           : Ucu kor halinde olan odun.

Ötürek            :

Özger              : Rüzgâr.

 

 

 

-P-

 

Paldır              : Bahçelerdeki her türlü yabancı otlar.

Paluç               :

Pasa                : Ha bire, sürekli, boyuna.

Patlanguç       : Aynı adlı ödlü bir ağaçtan yapılan oyuncak silah.

Pıtlak              : Patlamış mısır.

Poğol              : Süt mısır.

Pontul             :

Posuramuk     : Küflenmiş.

Pur                  : Sert toprak.

 

 

 

-S-

 

Sadır               : İdrar, sidik. (Sadır kelimesi daha çok idrar koktuğu zaman tercih edilir.)

Sakiytlek        : Sakırga, kene.

Sapliyek         : Kepçe.

Sarıncalu        : Yaban arısı, sarıca.

Say                 : Büyük, tek parça kitle halindeki kaya.

Sayıklamak    :

Sazak              : Ahırdan sızan sıvılar.

Seflik              : Yanlışlık. ( Azerbaycan Türkçesinde yanlışa “serf” denmektedir, bu kelime “r” harfi atılarak muhafaza edilmiştir, “saflık” kelimesiyle karıştırılmamalıdır.)

Seğirtmek      : Koşmak.

Semekse        : Bir çeşit yemek.

Semete           : Uyku sersemliği.

Sıbıç                : Meyve sapı.

Sıylağan         : Parlak.

Sıytarmak      : Sırıtmak.

Sifte                : İlk önce.

Siftin               : İlkin, ilk olarak.

Siftiye             : Mıras oyununa ilk başlayana verilen ad.

Siñmencek     : Saklambaç.

Sulusepken    : Karla karışık yağmur.

 

 

-Ş-

 

Şalak              : Tohumluk hıyar.

Şırahna           : Üzümün ezilerek suyunun çıkarıldığı oyulmuş taş.

Şırıtla              :

Şil                   : Çapak.

 

 

 

-T-

 

Tam                :

Târan              : Derelerde taş altları vb. balıkların dinlenebilecekleri kuytu yerler.

Tekçem          : Keşke.

Tekelcek        : 1. Yuvarlak. 2. Mançaba deresindeki bir göl.

Tekel tosmak : 1. Takla. 2. Tepe taklak yuvarlanmak.

Tekir              :

Tenkmek        : Ayağı takılıp, tökezlenmek.

Terek             : Mutfak dolabının raflı bölümü.

Terpmek        : Sekmek, sıçramak.

Tespermek     :

Tiken çilê       :

Tingildemek   :

Tirmit             :

Tokalak          :

Tokul              :

Topur              : Fındık ağacının en az üç fındıktan oluşan meyvesi. Çotanak.

Tosarmak       : Küsüp surat asmak.

Tuval              : Ekmek kırıntısı.

Tükmek          : Boynuzlu hayvanların tos vurması. Süsmek.

Tüvekel          :

 

 

 

-U-

 

Uhey               : Bir ünlem.

Ura                 : Erkekler için kullanılan bir nidâ.

Uyra               : Rüya.

Uyuntu            : Uyuşuk davranan.

 

 

 

-Ü-

 

Ül                    : Mısır ununu hafif ıslatarak civcivlere hazırlanan yem.

 

 

 

-V-

 

Vacıramak     : Çocukların gürültü yapması.

Varçak           : Su sıçratma oyunu.

Verev             : Kavis.

 

 

-Y-

 

Yağlaş            : Bir yemek çeşidi. Muhallebi.

Yalañu            : Yakıcı, bunaltıcı derecede sıcak rüzgar, esinti, hava. Alev, yalım, alaz.

Yalañuz           : Yalnız.

Yaldıriyk        : Parlak.

Yamsuk          : Yamuk yumuk.

Yamiç             : Yamuk, eğri.

Yarıntâsı         : Yarından sonraki gün, yarın ertesi.

Yasmak          : Devrilecek gibi eğilmek. Eğri durmak.

Yeñlik             : Hafif.

Yivdin             :

Yomra             : Bir fındık türü.

Yôsil               : Yosun.

Yörek             : Bebeklerin sarıldığı bez. Kundak

Yuğlamak       :

Yuğlanmak     :

Yuka               : Sığ su.

Yüğlemek       : Bir şeyin ucunu sivriltmek.

Yüzek             :

 

 

-Z-

 

Zeğet              : Sonra, daha sonra, akşam.

Ze(v)klenmek            : Taklit etmek.

Zibil                : Kırıntı, toz.

Zumbuk          : Yumruk.

 

 

 

AÇIKLAMA

                Yöresel kelimelerimizin telaffuzunu tam verebilmek amacıyla kullanılan (^) işareti üstünde bulunduğu harfi uzatırken (ñ) şekli geniz “n”sinin karşılığıdır.

 

                                                                          

 

Gökalp İBAÇ   

 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Get your own Chat Box! Go Large!
src="http://www.ekolobi.net/kodlar/habermerkezi.htm" frameBorder=0 scrolling=no style="width: 524px; height: 397px" marginwidth="0" marginheight="0" name="www">
 
 
Örnek: /stnkl.asp?url=WWW.KEKİKTEPE.TT.GG">canlı sonuçlar mackolik 29.04.2009 iddaa sonuçları canlı skor iddaa Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol